- Obezite Nedir? Tedavisi
Obezite Nedir? Bedendeki yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla daha fazla artması sonucunda boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının normal düzeyinin üzerine çıkma...
Op. Dr. Serhat BULDUR
Obezite; vücutta aşırı yağ birikmesi ile karakterize edilen; diyabet, yüksek tansiyon, yüksel kolesterol, felç, kalp ve damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Obezite, kişinin vücut yağ oranının belli bir seviyenin (erkekte %25, kadında %35) üzerine çıkmasına denir. Pratikte bunun ölçümü zor olduğu için vücut kitle indeksi (vki, bmi) kullanılır. Vücut kitle indeksi kişinin vücut ağırlığının kilogram cinsinden değerinin boyununmetre cinsinden değerinin karesine bölünmesi ile hesaplanır.
Obezite cerrahisi, mide hacmini kısıtlayıcı veya gıdaların emilimini azaltan bir takım prosedürlerin ayrı ayrı veya birlikte uygulandığı ameliyatların ortak ismidir.
Çağımızın en büyük sağlık sorunları arasında yer alan obezite, vücutta aşırı yağ birikmesi ile karakterize edilen; diyabet, yüksek tansiyon, yüksel kolesterol, felç, kalp ve damar hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen kronik; önlenebilen ve tedavisi mümkün bir hastalıktır.
Hareketsiz yaşam, çok miktarda ve yüksek kalorili yiyeceklerin tüketilmesi, genetik faktörler, yeme bozuklukları ve hormonal dengesizlik gibi nedenlerle oluşabilen obezite hastalığı kişileri fiziksel ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilemektedir.
Aşırı kilolu kişiler hem sağlıklarını kaybederler hem de toplumdan zaman içerisinde soyutlanmaya başlarlar. Toplumdan soyutlandıkça da daha mutsuz, daha depresif bir ruh haline bürünürler. Obezite hastalarının hayata yeniden tutunması için kilo vermeleri gerekir.
Beslenme düzeninin değiştirilmesi, egzersiz yapılması gibi hayat değişiklikleri her zaman olumlu yanıt vermeyebilir. Üstelik fazla kilo nedeniyle beliren rahatsızlıklar hayatlarını riske atmaya da başlayabilir. Bu noktada “Bariatrik Cerrahi” yani obezite cerrahisi devreye girer.
Obezite arttıkça, kişilerde obeziteye bağlı bir takım ek hastalıklar (şeker, yüksek tansiyon, tıkayıcı uyku apne sendromu, karaciğer yağlanması, yüksek kan kolesterol düzeyleri gibi) görülmeye başlar.
Vücut kitle indeksi 40 kg/m2 ve üzeri olan veya vücut kitle indeksi 35 kg/m2 ve üzeri olup yukarıda bahsi geçen ek hastalıklardan bir veya birkaçına sahip olan kişilerde morbid obeziteden söz edilmektedir.
Obezite ameliyatı kapsamında uygulanan farklı yöntemler bulunmaktadır. Hangi yöntemlerin hangi hastaya uygun olacağının değerlendirmesi cerrahlara aittir. Hastanın sağlık durumu ameliyat olmaya uygun ise psikolojik olarak kilo vermeye hazır olup olmadığı irdelenir. Hasta kilo vermek için mücadele etmeye psikolojik olarak hazır değilse ameliyatlar ya da bariatrik prosedürler gerçekleştirilmez.
Obezite ameliyatları, engel bir durum olmadığı müddetçe kapalı (laparoskopik) yöntemle, karın bölgesine yapılan küçük kesilere yerleştirilen tüplerin (trokar) içinden geçirilen özel ekipmanlar kulanılarak yapılır. Ameliyat genel anestezi altında (hasta uyutularak) gerçekleştirilir.
Obeziste ameliyat süresi yapılan tekniğe veya hastaya göre 1 ile 3 saat arasında değişiklik gösterebilmektedir. Yine ameliyat tekniğine veya ameliyatın gidişatına bağlı olarak karın içindeki sıvıları veya olası bir durumda kaçak materyalini toplamak üzere 1 adet dren karın içine bırakılabilir.
Obezite ameliyatları kabaca iki gruba ayrılır. Birinci grup, kısıtlayıcı tip (restriktif) ameliyatlardır. Bunlarda sadece mide hacmi küçültülerek kalori alımının azaltılması amaçlanmaktadır. Günümüzde kısıtlayıcı tip ameliyat olarak sadece tüp mide operasyonu (sleeve gastrektomi) yapılmaktadır.
Obezite tedavisinde ameliyatlara ek olarak ameliyat dışı yardımcı yöntemler de bulunmaktadır. Mide balonu ve mide botoksu, endoksopik yöntemle yapılan, geri dönüşü olan, aynı gün taburcu olarak günlük yaşantınıza dönebileceğiniz işlemlerdir. Bu işlemler genellikle fazla kilolu veya morbidite sınırına gelmemiş obez hastalarda tercih edilir. Aynı zamanda ileri derecede obezitesi olan hastalarda (vki>50 kgm/m2, süper obez) ameliyat öncesi basamak tedavisi olarak da kullanılabilirler. Diyetisyen gözetiminde hasta uyumu sağlanabilirse bu yöntemlerle de güzel sonuçlar alınabilmektedir.
Tüp mide ameliyatı aynı zamanda dünyada en sık uygulanan obezite ameliyatıdır. Bu ameliyatta mide özel zımba aletleri ile uzunlamasına kesilerek bir tüp haline getirilir ve hacmi azaltılmış olur. Ek olarak midede iştahı artıran hormonları salgılayan kısımlar da çıkarıldığı için iştah baskılanır. Tüp mide ameliyatı sayfamızı da inceleyebilirsiniz.
İkinci grup ise emilimi azaltıcı (malabsorptif) ameliyatlardır. Bunlarda mide hacminin azaltılmasına ek olarak gıdanın geçtiği sindirim yolu da değiştirilerek emilimin azaltılması amaçlanır. Bu tip ameliyatlarda tip 2 diyabet (şeker) hastalığının kontrolü daha iyi sağlandığı için bunlara şeker ameliyatı veya metabolik cerrahi de denilmektedir.
Günümüzde kabul gören çok sayıda metabolik cerrahi tipi (roux-en-y gastrik bypass, mini gastrik bypass, biliopankreatik bypass ile birlikte duodenal switch, SADIS, transit bipartisyon, vb. ) vardır. Hangi ameliyatın uygun olduğu hastaya veya cerrahın alışkanlıklarına göre değişmektedir.
Mide Balonu: Mide balonu endoskopik yöntemle gerçekleştirilen mide balonu uygulamasında, hastalarımızın midesine şişirilebilen silikon bir balon yerleştirilir. Diğer obezite cerrahisi operasyonlarından farklı olarak mideye konulan özel balonun 6 ay sonra çıkarılması gerekmektedir.
Mide balonu uygulaması mideyi doldurup besin alımını kısıtlayarak hastanın hızlı bir şekilde kilo vermesini sağlamaktadır. 6 ay sonra hasta doktorların önerilerine uyar ve doğru beslenip fiziksel durumuna uygun egzersizleri yaparlarsa fazla kilolarının %30’unu kaybedebilir. Mide balonu operasyonu hızla kilo verilmesini sağlayarak hastanın fazla kilosu nedeniyle değişen kan değerlerinin düzenlenmesini, riskli hastalıklarının gerilemesini ve kişinin sağlıklı yaşam için doğru alışkanlıkları edinmesini amaçlar.
Mide Botoksu: Mide botoksu, ameliyatsız olarak endoskopiyle yapılan ve işlemden bir saat sonra taburcu olup günlük hayatınıza dönebildiğiniz kilo vermeye yardımcı bir işlemdir. İşlem sonrasında diyetisyen kontrolünde geçen 4-6 aylık bir süreçte vücut ağırlığınızın % 10-15 kadarını kaybederek istediğiniz ideal kiloya ulaşabilirsiniz.
Vücut kitle endeksi 35 ve altında olan hastalarımız için en uygun ve kolay tedavi yöntemlerinden birisidir. Midenizde kalıcı bir etki bırakmaz, herhangi bir zarar vermez.
Mide botoksu açlık hissini azaltarak ve mide boşalmasını geciktirerek kilo vermenize yardımcı bir uygulamadır. Hastalarımız işlemden sonra diyetisyen kontrolünde verilen sağlıklı beslenme programına uygun hareket ettikleri takdirde hızlıca kilo vermektedir. Bu dönemde edineceğiniz beslenme alışkanlıklarını kalıcı hale getirebilirseniz ve sonraki hayatınızda bu alışkanlıkları devam ettirebilirseniz aldığınız sonuçlarda kalıcı olur.
Obeziteyle mücadele, ameliyatla birlikte beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzı değişikliklerini de içeren bir tedaviler bütünüdür. Ameliyat öncesinde hastaların beslenme şekilleri ve fiziksel aktiviteleri düzeltilerek hasta uyumu kontrol edilir. Uyumsuz hastalarda, ameliyatların başarı oranları ne yazık ki düşmektedir.
Obez hastalar normal kilodaki hastalara göre ameliyata bağlı sorunlara daha yatkındırlar. Halihazırda olan ek hastalıkları da ameliyatta komplikasyon gelişme riskini artırır. Obezite ameliyatı olacak kişiler, ameliyat öncesinde farklı branşlar (kardiyoloji, göğüs hastalıkları, psikiyatri, endokrinoloji) tarafından değerlendirilerek ameliyata uygunluklarına karar verilir.
Uygun olmayan hastalar gerekli tedavilerin ardından yeniden değerlendirilerek ameliyata alınabilirler. Ameliyata uygun olamayan hastalarda ameliyat dışı yardımcı yöntemlerle kilo kontrolü sağlanabilir.
Obezite ameliyatı sonrası öncelikli hedef hastaların normal gündelik yaşamlarına hızla dönmeleridir. Bu açıdan hastalar ameliyat sonrası erken dönemde ağrı kontrolü sağlanarak yürümeye teşvik edilirler.
Obezite ameliyat sonrası 1. günde berrak sıvılarla başlanan diyet kademeli olarak artırılır. Diyete geçmeden önce cerrahın tercihine bağlı olarak kaçak testi uygulanabilir. Hastalar genellikle ameliyat sonrası 3. günde taburcu edilerek evlerine yollanır.
İlk 1 ay ameliyata bağlı sorunların gelişimi açısından kritik öneme sahiptir. Beslenme açısından da 1. ay hastaların normale yakın diyete geçtikleri zamandır. Hastalar operasyon sonrası 1 yıl boyunca diyetisyen gözetiminde takiplerine devam ederler.
3 aylık aralıklarla kan ölçümleri yapılır. Bu hastalar uzun dönemde safra taşı gelişimi açısından risk taşırlar, bu yüzden ultrasonografi ile safra kesesi değerlendirilir. Hastaların 1. yılın sonunda ideal vücut yağ oranına ulaşması hedeflenir.
Obezite Nedir? Bedendeki yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla daha fazla artması sonucunda boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının normal düzeyinin üzerine çıkma...
Op. Dr. Serhat BULDUR