Göz yaşı içerdiği maddeler vasıtasıyla göz küresini beslemek, korumak ve nemlendirmekle görevli sıvıdır. Gözyaşı, göz kapakları içindeki bezlerde(ana ve yardımcı gözyaşı bezlerinde) üretilmektedir.
Gözü nemlendirdikten sonra gözyaşı, üst ve alt kapağın iç kısmında iki küçük punktum denen delikten kanaliküllere (küçük kanallar) oradan ortak kanalikül ile lakrimal keseye (gözyaşı kesesi) ulaşmaktadır. Buradan da nazolakrimal kanal (NLK; Gözyaşı Kanalı) vasıtasıyla buruna akmaktadır. Gözyaşı kanal sisteminin uzunluğu ortalama 35-40 mm dir.
Gözyaşı boşaltım sisteminin herhangi bir düzeyinde oluşabilecek tıkanıklık durumunda, gözyaşı boşalamamakta, gözde sürekli sulanma, enfeksiyon, kesenin genişlemesi meydana gelebilmektedir.
A- Doğumsal (Konjenital): Genellikle gözyaşı kanalının burna açıldığı kısımdaki ince zar yapının doğumda açılmaması nedeniyle oluşur. Doğuştan itibaren sulanma ve çapaklanma ile kendini gösterir.
Normal yenidoğanların %6’sında izlenmektedir. İlk 3-12 haftada sık rastlanmaktadır. Cinsiyet farkı yoktur. Tek veya çift taraflı olabilir. Genellikle yaşamın ilk yılında %96 kendiliğinden düzelmektedir.
B- Sonradan Oluşan Yetişkin form (Edinsel): Bilinen bir sebep olmadan kanalın tıkanması şeklinde veya enfeksiyon,travma,kimyasal travmalar,radyoterapi,sürekli göz damlaları kullanımı sonucunda oluşabilir. Gözyaşı kanalının kadınlarda erkeklere oranla daha küçük çapta olması ve kanalın osteoporotik değişiklikler olması nedeniyle orta yaş kadınlarda daha sık izlenmektedir.
Gözyaşı kanal tıkanıklığının en önemli belirtisi sürekli sulanmadır. Sulanma özellikle serin ve rüzgarlı havalarda dış ortama çıkıldığında belirginleşir.
Özellikle sabahları kirpiklerde yapışıklık, tekrarlayan sarı renkli iltihabi akıntı da önemli belirtilerindendir. Burun köküne parmak ile basıldığında (göz yaşı kesesi üzerine) göz yüzeyine püy çıkması da belirtilerden biridir.
Akut dakriosistit olarak adlandırılan durum gözyaşı kesesinin ve göz çevresi dokuların abseleşmesi sonucu oluşan ciddi bir klinik tablodur. Burun etrafında, kapakta, kese üzerinde kızarıklık, gözün iç kenarında ağrılı şişlik, yüksek ateş belirtileridir ve acil olarak tedavi edilmelidir. Sistemik antibiyotik tedavisi sonrası cerrahi yapılmalıdır.
Teşhis genellikle klinik muayenede konur. Muayenede yapılacak sonda ve yıkama ile tıkanıklığın durumu ve seviyesi rahatlıkla tesbit edilir. Bazen teşhisde değişik radyolojik incelemeler gerekebilir.
Genellikle tedavi edilmeden ilk 1 yıl içerisinde %90 kendiliğinden düzelmektedir.
Ailelere günde birkaç kez kese üzerine sıcak kompres ve küçük parmakla basarak aşağıya kanala doğru uygulayacakları masaj öğretilerek ince zar oluşumunu açmayı kolaylaştırmaları sağlanır. Enfeksiyon varlığında antibiyotikli damla kullanılmaktadır. Püy şeklinde akıntı düzelince bırakılmalıdır.
3 kezden fazla ardışık enfeksiyon olduğu, masajın etkili olmadığı durumlarda ve dakriosistit (kese enfeksiyonu) olması halinde sistemik antibiyotikle tedavi edildikten sonra, 8 aylıktan sonra hafif genel anestezi altında (sedasyon) kısa süreli probing (sondalama) işlemi uygulanmaktadır.
Sondalama işlemi %90 etkilidir. 12 aylıktan sonra uygulanması önerilir. Gecikildiği takdirde sık enfeksiyonlarla yapışıklıklar gelişip kanalı daraltabilir. Geciken müdahelelerde başarı oranı düşmektedir.
Tüp konulması (Entübasyon) 2 yaşın üzerideki çocuklarda veya sondalama etkisiz kaldığı durumlarda uygulanmalıdır. Bu işlemde değişik tüpler kullanılmaktadır. Son yıllarda geliştirilen ‘’Masterka’’ gibi özel tüpler ile çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Tüp yerleştirilmesi ile kanalın açık kalması sağlanır. Tüpler 2-6 ay sonra çıkarılır.
Başarıyı etkileyen en önemli etken hastanın yaşıdır. Erkan müdahelede başarı oranı % 95 lerdedir. Yaş ilerledikçe yapılan işlemlerin başarısı düşmektedir.
Tam tıkanıklığı olan erişkinlerde tek tedavi cerrahidir. (DSR: Dakriosistorinostomi) Yetişkinlerde lokal anestezi ile yapılabilmesine karşın çocuklarda genel anestezi altında yapılmalıdır. Gözyaşı kesesi ile burun açıklığı arasında yeni bir kanal yaratılarak akışı sağlanmaktadır. Tüpler / stentler yeni kanala belli durumlarda tekrar tıkanıklık oluşmasını engellemesi amacıyla yerleştirilebilir. Tüp 6-8 hafta sonra çıkarılır.
Klasik DSR ameliyatında cilt kesisi yapılmaktadır. %95 başarı oranina sahiptir. Ameliyat ortalam yarı saat sürmektedir ve hastalar genellikle 1 hafta içinde günlük hayatlarına dönebilmektedir.
Endoskopik DSR veya Endonazal Lazer DSR diğer cerrahi yöntemlerdir. Bu yöntemler ciltte kesi olmamaktadır, dikişsiz olması avantaj olmasına karşın klasik yönteme göre tekrarlama oranı daha yüksek, başarı oranları daha düşüktür.
Göz yaşı kanal hastalıklarının tedavisi cerrahidir. Başarıyı etkileyen en önemli faktör erken müdaheledir. Cerrahi alanın dar olması ve gözyaşı kanal sisteminin yapısal hassaslığı nedeniyle cerrahın özellikle bu konuda tecrübeli olması başarıyı etkileyen önemli bir faktördür. Son yıllarda geliştirilen stendler ile özellikle çocuklardaki cerrahi işlemler daha konforlu hale gelmiştir ve yüksek başarı oranları elde edilmiştir.
Şaşılık (Strabismus) Nedir? Strabismus veya bilinen adıyla şaşılık, gözlerin yanlış pozisyonda bulunup farklı noktalara doğru baktığı, paralelliğinin bozulduğu...
Prof. Dr. Safiye YILMAZÇocuklarda Göz Tembelliği Nedir? Ambliopi göz tembelliği olarak anılan ve görme keskinliğinde tek veya iki taraflı belirgin düşüklükle karakterize olan bir dur...
Prof. Dr. Safiye YILMAZLazer Cerrahisi Refraktif lazer cerrahisi ya da bilinen adıyla “göz çizdirme” her geçen yıl daha da artan sayıda insanı gözlüklerinden kurtarıyor. Gelişen diji...
Op. Dr. Buğra DAVUTLUOĞLU